Kadınların öncülüğünde Ava Rû kıyısında yeni yaşam! 2016-06-28 11:02:48 ŞIRNEX (DİHA) - Şirnex ve Cizîr'de uygulanan sıkıyönetim uygulamaları nedeniyle göç etmek zorunda kalan yurttaşlar, Şirnex'e bağlı Cifanê köyü ve çevresinde kadınların öncülüğünde yeni yaşamı inşa ediyor. Ava Rû Deresi kenarında kurulan doğal yaşam ile kültürlerini sürdüren aileler, "devletten hiçbir beklentimiz yok" diyerek inşa ettikleri yaşamı el birliği ile sürdürmekte kararlı. Şirnex (Şırnak) ve Cizîr (Cizre) ilçesine yönelik soykırım saldırılarından dolayı bir kez daha zorunlu göçe maruz kalan ve 90'lı yıllarda devlet eliyle boşaltılan köylerine tekrar yerleşen yurttaşlar, el birliği ile yeni yaşamı inşa ediyor. Bu tarihsel dönüşümün yaşandığı köylerden biri olan Cifanê köyünde, yaşam yurttaşların deyimi ile Ava Rû Deresi kıyısında kadınların öncülüğünde yeniden örülüyor. 70'e yakın ailenin bulunduğu Cifanê köyündeki yurttaşların gözü ve kulağı ise Şirnex'ten gelecek haberlerde. Kültürel devamlılığın yaşandığı bu köyde yurttaşlar, Çilo yapraklarından yaptıkları Kuliler de (yazlık çadırlarda), yasağın kalkacağı günü bekliyor. Çocuklar ise savaşın etkilerinden doğal köy yaşamı ile atlatmaya çalışıyor. Cifanê köyünü ikiye ayıran Ava Rû Deresi, çocukların hem oyun hem de serinleme alanı. Dere aynı zamanda elektriği olmayan köyde soğutma amacıyla suyun kenarına kurulan sarınçlarla hem içme suyu hem de ekinlerin su ihtiyacını karşılıyor. Kadınlar yeniden inşa etti Burada da öncü rol oynayan kadınlar, sabahın ilk ışıklarıyla keçileri sağmakla yeni güne başlıyor. Keçi sağma işini tamamlayan kadınlar, daha sonra köyün simgesi haline gelen ceviz ağaçlarında meşklerini kurup, kalan ayran kısmından Botan has olan mehîr yemeğini iftar sofrası için soğuk sarınçlarda hazır halde bekletiyor. Aylardır il ve ilçelerdeki hastanelere uzak bir şekilde yaşamlarını sürdürmeye çalışan köy sakinlerinin tedavileri de kadınlar tarafından sağlanıyor. Dağlardan topladıkları şifalı otları demleyen kadınlar, çocuklarını bu şekilde hastalıklardan korumaya çalışıyor. 'Torunlarıma bırakacağım tek şey dilim ve kültürüm' Cizîr’de (Cizre) yaşanan ilk "sokağa çıkma yasağı" nedeniyle evinden çıkmak zorunda kalan 72 yaşındaki Siti Tunç, yasağın sona ermesi ardından döndüğü evinin devlet güçlerinin saldırıları ile yerle bir edildiğini gördüğünü söyledi. Tunç, evini tahrip etmekle yetinmeyen devlet güçlerinin aynı zamanda sağlam kalan eşyalarını da gasp ettiğini belirtti. Tunç, "Yasak Cizre de kalktığı zaman evimize döndük. Evim bir harabeden farksızdı. Çocuklarımız Cizîr de kalsa da ben ve eşim burada kendi imkânlarımızla yaptığımız çadırda kalmayı tercih ettik. Burası bizim topraklarımız, dedelerimiz burada yaşıyordu ve burası benim için cennetten farksız. Defalarca ev yaptık, devlet geldi başımıza yıktı. Her zaman söylüyorum; bizim için asıl kıymetli olan değerlerimizdir. Düşünün biz burada ki kültürümüzü bu güne kadar yaşatmasaydık, şimdi Kürt diye bir şey kalır mıydı? Benim çocuklarıma ve torunlarıma bırakacağım tek şey dilim ve kültürümdür” şeklinde konuştu. 'Devletten hiçbir beklentimiz yok' Şirnex'ten aylar önce 8 çocuğuyla çıkmak zorunda kalan Ali Pusat isimli yurttaş ise, şunları aktardı: "Beni üzen evimin yakılmış olması değil, Şirnex'te gençlerimizin bir orduya karşı yalnız kalmalarıdır. Beni üzen şey bu gencecik fidanların ölmesi. Bizim ne ev nede eşya derdimiz yok. Bir kuru toprakta olsa biz onu yeşertmesini biliriz. Bu devletten hiçbir beklentimiz yok." (ekip/pu)