Önder: Hukuksuzca atamaları tanımıyoruz 2016-09-22 09:22:33 ÎDIR (DİHA) - Yerine kayyım atanan Îdir Belediye Eşbaşkanı Şaziye Önder, “Bu şekilde yerimize hukuksuzca atananları tanımıyoruz. Çünkü bu bir darbedir. Bu darbe demokrasiye bir darbedir” dedi. AKP tarafından yerine kayyım atanan Îdir (Iğdır) Belediye Eşbaşkanı Şaziye Önder ile Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Mehmet Emin Adıyaman, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) belediyelere yönelik kayyım gaspına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Belediyelerine ve kişilere kayyım atanmasının Anayasa ve hukukla çeliştiğini söyleyen Önder, 15 Temmuz darbe girişiminin halen sürdüğünü belirterek, “Şu anda darbe hukuku işliyor. Anayasaya, Türkiye Cumhuriyeti'nin kanunlarına göre, seçimle gelen birinin seçimle gitmiş olması gerekiyor" dedi. Geçtiğimiz yıl 12 Ekim'de tutuklanarak görevden alındıklarını hatırlatan Önder, "O dönem görevden alındık. Göreve gelmek için başvurularda bulunduk. İdare Mahkemesi de görevden kaynaklı bir suç olmadığı için görevden alınmanın hukuken doğru olmadığını söyledi. 'Ancak belediyeler için bu durum tehlike arz ediyor' gerekçesiyle görevden alındık. Her iki ayda bir tekrar bu uzatmalar yaşanıyordu. Son çıkan Kanun Hükmünde Kararname ile kişilerin, belediye meclis üyelerinin yerine de devletin bir kayyım atayacağı gündeme geldi ve bu yasa meclisten geçirildi. Şu anda yerimize kayyım atandı. Görevden alınmamız zaten hukuksuz bir de kayyım atandı" diye konuştu. 'Hodri meydan sandığı kuralım' Meclis’te bulunan HDP dışındaki diğer siyasi partilerin de kayyım gaspına dur demesi gerektiğini söyleyen Önder, "Şu anda CHP ve MHP'de bu tür bir sorun yok ama yavaş yavaş sıranın onlara da geleceğini düşünüyoruz. Çünkü memurlar, işçiler görevden alınıyor. Topyekün bir savaş açılmış durumda. Kanunla, seçimle gelmiş olanları bir darbeyle yok etmeye çalışıyorlar” dedi. Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne taraf olduğunu hatırlatan Önder, “Gerçekten insanların yaşam hakkı gasp ediliyor. Biz kayyımları tanımıyoruz. Çünkü biz atamayla gelmedik. Biz aday olduk, eşbaşkan olarak seçimlere gittik. Biz seçimle kazandık, halk bizi istedi. Buyursunlar bugün tekrar sandık kuralım. İnsanlar sizi istemiyoruz diyorlarsa biz de çekilelim. Ama bu şekilde yerimize hukuksuzca atananları tanımıyoruz. Çünkü bu bir darbedir. Bu darbe demokrasiye bir darbedir” ifadesinde bulundu. Hedef Kürtlerin statüsü ve kazanımları AKP’nin 7 Haziran 2015 tarihinden bu yana adım adım diktatör rejimi inşa ettiğini ve 15 Temmuz darbe girişimini ile de bunu kaçırılmayacak bir fırsata çevirdiğini söyleyen HDP Îdir Milletvekili Mehmet Emin Adıyaman ise, "Kemalist devlet anlayışında da AKP'nin inşa ettiği yeşil faşizmde de hedefte Kürtler var. Kim siyasal cuntasını inşa ederse hedefinde Kürtler vardır. Katledilmesi gereken günah keçisi, iradesizleştirilen hep Kürtlerdir" dedi. AKP ile Gülen Cemaati’nin yıllarca Kürt özgürlük mücadelesine karşı işbirliği yaptığını söyleyen Adıyaman, "Geçmişte AKP, FETÖ ile işbirliği ile zindanlara atılan hep Kürtlerdi. 15 Temmuz darbe girişimi gerçekleşti hedefte yine Kürtler. Görevden alınan Kürtler, kamu kurumlarından alınan Kürtler. Kendi iradesini yerelde örgütleyen, iradesini somutlaştıran Kürt halkına tahammül edilmeyen yine Kürtler. Seçtiği vekil iradesi Meclis dışına atılan yine Kürtler" diye konuştu. AKP'nin atadığı kayyımların sadece Türkiye’deki gelişmelerle de sınırlı olmadığını dile getiren Adıyaman, " AKP Rojava’da somutlaşan, yönetimsel bir statü kazanan Kürtlerin kazanımlarına engel olmak için çeteleri barındıran tüm yapılarla işbirliği yapabiliyor. Sorun sadece AKP'nin uygulama sorunu da değil. Devlet aklı ve temelleri bunun üzerine kurulu. Gelen iktidar adeta bir öncekini aratır bir pozisyon alıyor. Seçim yoluyla iktidara gelerek diktatörlüğünü ilan eden tüm siyasal partiler, Türkiye'deki Sünni Türk çoğunluğunu konsolide etmek, kendi etrafında kenetlenebilmek adına Kürdistan'da yaşayan halkları en başta da Kürt halkını hain ilan etmiştir. AKP de bu tipik geleneksel politikayı daha bağnazca devreye koymuştur" yorumunda bulundu. 'AKP kayyımlarla kendi meşruiyetini de yok sayıyor' AKP’nin tüm bu politikalarının bir sonucu olarak ortaya çıkan kayyım uygulamasına karşı tek yolun direnmek olduğunu vurgulayan Adıyaman, "Buna karşı tek bir yol var, irademize sahip çıkmak. Her bir belediye seçilmişimiz bizim irademizdir. Bu bizim irademiz sonucu oluşmuş yerel yönetimler yerine kendi direktifini yerine getiren, bizim vergilerimizle maaş alacak olan bir memuru getirip üstün bir irade olarak kabul ettirmeye çalışan AKP'nin kendi meşruiyetini yok sayması anlamına da geliyor. Zira AKP de seçimle iktidara gelmiş. Dolayısıyla yarın bir gün AKP'ye karşı daha üstün bir güç, 'Silahlıyım, tank topum var' deyip AKP'yi devirdiği zaman AKP'nin şimdi yaptığı şeyi yapmış olur" şeklinde konuştu. Kayyıma karşı boykot Adıyaman, sözlerini şöyle tamamladı: “Darbeler, tankla topla yapılıyor. AKP de bugün seçimle geldiği için kendi meşruiyetini de yok sayacak tarzda, panzer, kobra, polis, özel harekatla, JÖH, PÖH ile gelip belediyelerimizi işgal ediyor. ‘Halk iradesini kabul etmiyorum’ diyor. Böyle bir hukuksuzluk karşısında halkımızın yapacağı tek şey vardır o da direnmek, belediyelere sahip çıkmaktır. Gayri hukuki ve ahlaki olmayan sivil darbe girişimine karşı belediyelere sahip çıkmaktır. Kayyım atamalarıyla hiçbir iş yürütmemek, oturma eylemeleri, yürüyüşler, boykotlar, protestolarla iradesine sahip çıkıp seçilmişlerin dışında atanmış hiçbir bireyi kabul etmemesidir. Halkımız da bu direnç için de olmalıdır. Halkımızın bize teslim ettiği irademize sahip çıkmaya ve direnmeye devam edeceğiz.” (ayk/rk/ns)