İhraç edilen akademisyenler: Vazgeçmeyeceğiz 2016-09-28 18:47:29 KOCAELİ (DİHA) - Barış metnini imzaladıkları için KOÜ'den ihraç edilen akademisyenlerin kurduğu Kocaeli Dayanışma Akademisi'nin açılış etkinliği yurtiçi ve yurtdışından akademisyenlerin dayanışma konuşmaları ile devam etti. Akademisyenler, "Vazgeçmeyeceğiz" mesajı verdi. Kocaeli Üniversitesi'nden (KOÜ) "Bu suça ortak olmayacağız" bildirisini imzalayan ve Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ihraç edilen 19 akademisyen tarafından kurulan "Dayanışma Akademisi" açılış şöleni, yurtiçi ve yurtdışından gelen akademisyenlerin, Akademi üyeleri ve öğrencilerin dayanışma mesajlarını içeren konuşmaları ile devam etti. Dayanışma Akademisi üyelerinden Derya Keskin, ülkede akademinin kan ağladığını belirterek, "Bilim itaatsiz olana ihtiyaç duyar. Onlara itaat etmediğimiz için de Umuttepe'de derslikte değil, karşınızda konuşuyorum. Suruç'ta Cizre'de yaşamına son verilenlerin hesabını sormaya devam edeceğiz. Bu mücadele bizimle son bulmayacak. Umuttepe'de umutlar yeşermeye devam edecek" dedi. 'Vazgeçmeyeceğiz' Dayanışma Akademisi üyelerinden Ümit Biçer, ihraç edilen akademisyenler olarak tesadüfen bir araya gelmediğini söyledi. "Barış sağlığın olmazsa olmazıdır. Sağlığa ne denli etki ettiğini en çok biz biliriz" diyen Biçer, savaşa her yönü ile karşı olmak, savaşsız bir dünya için çabalamak gerektiğinin altını çizdi. Biçer, "Siyasi iktidar anne karnında bebeklerin çocukların yaşlıların ağır hastalıkları bulunan kişilerin hedef gözetilerek öldürüldüğü, insanların beyaz bayrakla hastaneye gitmek zorunda kaldığı, bir coğrafyada yaşadıklarımızı unutmamamızı diliyorlar. Eğer insanlık bu musibetlere rağmen bugünlere ulaşmışsa belirleyicileri vardır" dedi. Cumartesi Anneleri'ne dayanışma mesajı gönderen Plaza de Mayo Annelerinin mesajı ile son veren Biçer şöyle konuştu: "Kaybedilen tek bir mücadele vardır, vazgeçilen mücadeleler. Biz vazgeçmeyeceğiz" Niğde Üniversitesi'nden ihraç edilen Fatma Gül Eryıldırım ise, genç bir akademisyen olarak hocaları ile birlikte ihraç edilmekten gurur duyduğunu belirtti. 'Onuru birlikte paylaşacağız' Barış İçin Akademisyenler Dayanışma grubu adına ise Latife Akyüz, barış metnine imzayı attıklarında ülkenin bir tarafının yangın yerine döndüğünü ve sonrasında bir grupla Sûr ve Cizîr'e taziye evine gittiklerinde karşılaştığı tabloyu aktararak şunları söyledi: "Oğlunun cenazesini iki ay sonra alabilen bir anne ile görüştük. İmzacı akademisyen olduğumuzu öğrendiğinde 'bizim yüzümüzden işinizden oldunuz, sesimiz oldunuz' dedi. Eğer küçücük bir ses olabildiysek ödediğimiz bedellerin hiçbir önemi yok. Burada çok güzeliz, hep beraberiz. Yolumuz uzun onuru birlikte paylaşacağız" Mersin Üniversitesi'nden Bediz Yılmaz da vicdani çığlığı atanlardan biri olmaktan gurur duyduğunu ifade etti. 'Hocalarımızla mücadeleye devam edeceğiz' KOÜ öğrencileri adına ortak konuşmayı ise, Kamu Yönetimi Siyaset Bilimi 2'nci sınıf öğrenci Esra Çaylak yaptı. Tarih boyunca zapturapt altına alınmış üniversitelerden geldiklerini ifade ederek, şunları söyledi: "Üniversitelerdeki yansıması hocalarımızın tasfiyesi ile oldu. Yaşadıklarımız yeni değil. Bizim hocalarımız bilimi halk yararına kullananlardır. Bizim hocalarımız kamusal alanda toplumsal cinsiyeti savunanlardır. 'Bilim kapalı kapılar ardında olmaz' diyenlerdir. Bizim hocalarımız kenti terk etmeyenler ve bizi bırakıp gitmeyenlerdir. Biz öğrencileri de barışı destur edinmiş olanlarız. Direne direne Hülagü'nün copuna polisine karşı bütünlemeleri geri getirenleriz. Akademi biat etmez. Biz emeği barışı şiar edinmiş hocalarımızla mücadeleye devam edeceğiz. Demokratik bir üniversite kuruluncaya kadar mücadelemize devam edeceğiz." 'Akademi mücadelenin bir parçası' Yunanistan Üniversitesi'nden destek vermeye gelen akademisyen Aleksis Yenos da, akademik alan olarak barışı savunmak gerektiğini söyleyerek, açılan dayanışma akademisinin de insanlık onuru için mücadelenin bir parçası olduğunu belirtti. Etkinlik, yapılan dayanışma konuşmaları ardından forum ile son buldu. (nd-eç/za/sd)