'Katil devlet' sloganı suç değil! 2016-09-29 09:06:47 CİHAN BAŞAKÇIOĞLU İZMİR (DİHA) - Polisin, demokratik kitle eylemlerine "müdahale gerekçesi " yaptığı "Katil devlet hesap verecek" sloganına ilişkin yargıda emsal niteliğinde karar çıktı. Bu kapsamda İzmir'de 23 kişi hakkında açılan soruşturmaya Cumhuriyet Savcısı, "düşünce ve ifade özgürlüğü" diyerek dosyayı kapattı. İzmir'de 9 Şubat günü Cizre'de sokağa çıkma yasağı adı altında yaşanan katliamları protesto etmek için İnsan Hakları Derneği (İHD), Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) ve Özgürlükçü Hukukçular Derneği (ÖHD) üyeleri tarafından Bayraklı'da bulunan İzmir Adliyesi önünde basın açıklaması düzenlenmişti. "Cizre'de Katliam var sessiz kalma" yazılı pankart taşınan açıklamada atılan "Katil devlet hesap verecek", "Yaşasın halkların kardeşliği" ve "Faşizme karşı omuz omuza" sloganları nedeniyle aralarında ÖHD, ÇHD ve İHD yöneticilerinin de bulunduğu 23 kişi hakkında soruşturma başlatılmıştı. "Türk milletini, Cumhuriyetini ve Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni alenen aşağılama" gerekçesiyle açılan soruşturma kapsamında İzmir Cumhuriyet Savcılığı'na ifade veren 23 insan hakları savunucusu hakkında karar çıktı. Soruşturma evrakını inceleyen Cumhuriyet Savcısı, tahkikat sonucunda toplanan delil, bilgi ve belgeler değerlendirildiğinde şüpheli 23 kişi hakkında yüklenen suçtan kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi. 'Düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmeli' Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi temel alınan kararda, "'Katil devlet hesap verecek' şeklindeki sözlerinin Türk Ceza Kanunu'nun 301. maddesinde düzenlenmiş suçu oluşturabileceği, söz konusu suçun soruşturulmasının Adalet Bakanlığı'nın iznine tabi olduğu, Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'nün 07/03/2016 tarih ve 2016-E2580 sayılı yazısında, 'katil devlet' şeklindeki söylemde TCK'nın 301. Maddesindeki suçun şatlarının gerçekleşmediği, söz konusu söylemin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 10'uncu Maddesinin 2. Fıkrasında düzenlenmiş olan 'Düşünce ve İfade Özgürlüğü' kapsamında değerlendirilmesi gerektiği belirtilerek, soruşturma izni verilmesine yer olmadığına karar verilmiş olup, Türk Ceza Kanunu'nun 301. maddesindeki suçun unsurları oluşmadığından şüpheliler hakkında yüklenen suçtan kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına karar verildi" denildi. Cemaatçi polis şefinin işgüzarlığı! Öte yandan açılan aynı soruşturma kapsamında görevden alınan eğitim emekçisi Caner Canlı geçtiğimiz günlerde göreve iade edilirken, soruşturma 9 Şubat günü yapılan açıklamayı takip eden İzmir Emniyet Müdürlüğü'nde görevli Güvenlik Şube Müdürü Yusuf Uysal tarafından açılmıştı. Avukatlar ve insan hakları savunucuları hakkında soruşturma başlatan Güvenlik Şube Müdürü Uysal ise Ağustos ayında yapılan Gülen Cemaati operasyonlarında gözaltına alınarak tutuklandı. "Katil devlet hesap verecek" sloganı atılması nedeniyle kent içinde gerçekleştirilen onlarca demokratik eyleme verdiği saldırı talimatları ile bilinen polis müdürü Uysal, öğrenciler başta olmak üzere tüm demokrat kesimlere yönelik gözaltı ve darp girişimleri ile tanınıyor. Avukatlar ve insan hakları savunucuları hakkında ise Şubat ayında "Türk milletini, Cumhuriyetini ve Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni alenen aşağılama" gerekçesiyle soruşturma açan Uysal, şu an aynı gerekçelerle cezaevinde. (cb/sd)