Öcalan'dan önemli mesajlar 2016-09-29 13:37:14 HABER MERKEZİ (DİHA) - PKK Lideri Abdullah Öcalan, İmralı'da 525 gün sonra kendisiyle yapılan görüşmede, 15 Temmuz darbe girişiminden belediyelere kayyım atanmasına, çözüm sürecinden Rojava'daki gelişmelere kadar birçok konuda önemli mesajlar verdi. 5 Nisan 2015 tarihinden beri kendisinden haber alınamayan PKK Lideri Abdullah Öcalan, 525 gün sonra ailesiyle yaptığı görüşmede, barış ve çözüm mesajları vererek, toplumsal barış açısından durduğu yeri ve önemini bir kez daha gösterdi. Öcalan'ın 11 Eylül tarihinde kardeşi Mehmet Öcalan ile yaptığı görüşmeyle ilgili önemli bilgiler ortaya çıktı. Edinilen bilgilere göre, uzun süredir direniş içerisinde olan Öcalan, AKP hükümetinin çözüm sürecinin sona ermesi ve savaşın başlamasına neden olan keyfi ve hukuksuz tutumunu protesto etmek amacıyla 11 Eylül'deki görüşmeye önce çıkmadı. 525 gün sonra gelen "görüşme izni" doğrudan İmralı Cezaevi idaresi tarafından Mehmet Öcalan'a bildirildi. Ancak Halfeti'de bulunan Mehmet Öcalan'a ulaşamayan cezaevi yetkilileri, yıllardır keyfi şekilde gerçekleştirilmeyen aile görüşünün bu kez bayram vesilesiyle gerçekleştirilebileceği bilgisini Asrın Hukuk Bürosu avukatlarına bildirdi. Avukatlara gelen bu bilgiden sonra Mehmet Öcalan da görüşmeden bir gün önce apar topar İstanbul'a geçti. Öcalan ilkin görüşe çıkmadı 11 Eylül'de İstanbul'dan Bursa'nın Gemlik ilçesine avukatlar eşliğinde giden Mehmet Öcalan, yaklaşık iki yıl aradan sonra Tuzla gemisiyle İmralı'ya hareket etti. İmralı'da aylar sonra gerçekleşecek görüşmenin ilk anında ise, PKK Lideri Öcalan'ın devletin çözümsüzlük politikalarını protesto etmek ve duruma tepki göstermek amacıyla bir süre görüşe çıkmadı. Bu durumu doğrulayan ve görüşmenin detaylarına ilişkin bilgiler veren Mehmet Öcalan, daha önce görüş için adaya gittiğinde Öcalan'ın ortalama 5 dakika içerisinde görüşe geldiğini, ancak son gidişinde Öcalan'ın cezaevinin idari amirleri tarafından yapılan görüşmelerin ardından yaklaşık 30-40 dakika sonra görüşme yerine geldiğini aktardı. 'Senin yerinde olsaydım gelmezdim' Öcalan'ın yaşananlar karşısında büyük bir öfke duyduğunu dile getiren Mehmet Öcalan, ortada bir sorunun olduğunu Öcalan'ın geç gelmesinden anlayabildiğini söyledi. Mehmet Öcalan, görüşmeyle ilgili şu ayrıntıları aktardı: "Başkan'ın görüşe çıkmak istemediğini tahmin ettim. Benim yapabileceğim bir şey yok. Cezaevi yönetimi falan Başkan ile görüşmeye gitti. 30-40 dakikada ancak ikna edilebilen Başkan, sonrasında görüşe çıktı. Yoksa görüşe çıkmayacaktı. Görüşe gelen Başkan ile merhabalaştıktan sonra bana 'Sen gelmişsin iyi de ancak benim söyleyeceklerim ağırdır. Sen bunları kaldıramazsın. Sen hem kendine zarar verirsin, hem de bana zarar verebilirsin. Çünkü ben ağır konuşacağım. Gerçekleri sana aktaracağım. Ben senin yerinde olsaydım gelmezdim' dedi. Neden diye sordum. Ben 'Halkın istemi üzerine geldim' dedim. 'Bunu biliyor ve anlıyorum' dedi bana." 'Kimseye teslim olmam' Mehmet Öcalan, PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın, devamla kendisine şunları söylediğini vurguladı: "Ben demokrat ve devrimci bir insanım. Onlarca yıl daha burada tek başıma kalsam, hiçbir zaman ne devlete teslim olurum ne de bir başkasına teslim olurum. Yaşamımın sonuna kadar da bu şekilde devam edebilirim. Of bile çekmem. Ben netim. Herkes bunu çok iyi bilsin. Gerçeği istersen gelmemeliydin ama bir kere emek de vererek gelmişsin. Bunu çok iyi biliyor ve anlıyorum." 'Başkan çok sinirli ve öfkeliydi' Öcalan'ın hemen hemen her konu üzerine düşüncelerini paylaştığını belirten Mehmet Öcalan, şöyle dedi: "Başkan bana 'Beni dinle' dedi. Yaklaşık 50 dakika boyunca benimle aralıksız bir şekilde, öfkeli bir şekilde konuştu. Kişiler üzerine hiçbir şey demedi. Kürt hareketi ve devlete ilişkin konuştu. Bana 'Bak bunlar doğru şeyler değil. Hem devlet hem de hareketimiz sıkışınca benim yanıma geliyorlar. Bu kabul edilemez' dedi. Başkan, çok sinirli ve öfkeliydi. Başkan'ın esir alındığından bu yana düzenli olmasa da 15 yıl boyunca adaya giderek kendisiyle görüştüm, geldim. Ama hiçbir zaman Başkan'ı bu kadar sinirli, tepkili ve öfkeli görmedim." 'Sorun çözülmedikçe darbeler hep devreye girer' Mehmet Öcalan, PKK Lideri Öcalan'ın 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin düşüncelerini şöyle paylaştı: "Defalarca bu sorun çözülmez ise her zaman darbeler yaşanır dedim. Kürt sorunu çözülmezse, demokratik bir Türkiye inşa edilmezse ve bu sorunların önü kesilmezse darbelerin önü hep açıktır. Bu tür girişimler her zaman için beklenir. Ben bunu her zaman söyledim. Bir boşluk kalırsa bugün dahi darbeci bu kişi değil de şu kişi olur. Türkiye'de bu şartlarda ortam her zaman darbelere müsaittir. Ben bunu yetkililere defalarca söyledim. Eğer bu sistem bu şekilde devam ederse darbeler de olmaya devam edecektir. Bunu bugün bu kişi yapmaz şu kişi yapar. Ama sonuçta darbe mekaniği her zaman için devrede olmuş olur." 'Mehmet Tunç'u neden kurtaramadınız?' Öcalan'ın görüşmede, halktan çok Kürt kurum ve kuruluşları ile devlet odaklı mesajlar verdiğini kaydeden Mehmet Öcalan, "Başkan'a 'Kürt kentlerini yakıp yıktılar, bunun için senin düşüncen nedir' diye sordum. Başkan, 'Özyönetimler bir gerçekliktir' dedi. Geniş değerlendirmelerde bulundu ve eleştirileri de vardı. Başkan, Kürdistan'da, Türkiye'de, Ortadoğu'da ve dünyada yaşananları bizden çok dahi iyi takip ediyor. Hem süreci hem gündemi, elindeki olanaklar kapsamında bizden çok daha iyi takip ediyor ve değerlendiriyor. Kim ne yapmışsa onları çok iyi biliyor. Başkan, 'Mehmet Tunç çağrıda bulundu, çevrelerinin sarıldığını, ablukaya alındıklarını ve çok az bir zamanlarının kaldığını söylediğinde, neden Mehmet Tunç'u kurtaramadınız' dedi." 'Amaç iki gücü çarpıştırmak' Mehmet Öcalan, PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın Rojava'ya ilişkin şu değerlendirmesini paylaştı: "Rojava'ya ben ve bir iki arkadaşım geçtiğimizde elimizde ne bir silah ne de cebimizde paramız vardı. Yanımızda başka kimse yoktu. Ortadoğu'da adı hatırı sayılır olan Hafız Esad'ın hâkimiyetindeki alanda biz yokluk içerisinde büyük işler başardık. Kürtleri dünyaya Rojava'da tanıttık. Rojava Devrimi kapsamında IŞİD'e karşı yakın zamana kadar ABD ile PYD birbirleriyle yardımlaştı. Ancak ABD birkaç hafta önce Türk devletini de Rojava'ya davet etti Cerablus üzerinden. Bunun çok iyi analiz edilmesi gerekiyor. Tahmin ediyorum ki ABD hem Kürtleri hem de Türkleri bu noktada daha da zayıflatmak adına böyle bir strateji izledi. ABD istemeseydi Türkler Cerablus'a giremezdi. Amaç burada her iki gücü çarpıştırmak. Silahsız ve parasız girdiğimiz Rojava'da şimdiki hareketin altyapısını biz oluşturduk. Bir bir işleyerek. Eğer bugün Rojava'da elde edilmiş kazanımlar var ise bu bizim yıllar önce ortaya koyduğumuz projenin sonucudur. Şimdi Rojava'nın 50 bin civarında silahlı gücü var. Eğer bugün kendisini kurtaramayacak ise daha ne zaman kendisini kurtarabilir ki. Ben ne yapabilirim ki bu noktada." 'Belediyelerinize sahip çıkın' Mehmet Öcalan, Öcalan'ın görüşme gününe denk getirilen DBP'li belediyelere kayyım atanmasına ilişkin çok sert konuştuğunu belirterek, şu değerlendirmesini aktardı: "Belediyeler halkla bütünleşememiş, halkla bir olamaz ise bu sisteme karşı duramaz. Bu kayyım atamalara karşı keşke belediyelerimizdeki seçilmişlerimiz halkla bütünleşmiş olsalardı. Ama maalesef yapmamışlar. Bir süre bu kayyım girişimine karşı bir direniş olur, o da yetersiz kalır. Bu da doğru bir şey değil. 17 yıldır Kürdistan'da birçok şeyde yönetimdesiniz ne yaptınız? Eğer belediyeler halkla birleşememiş ve halk binler, onbinlerle belediyeler önüne akmamışsa o belediye görevini yapmamıştır. Bu kabul edilemez. Bunu nasıl kabul edelim. İrademizle kazandığımız mevzilerimiz belediyelerdir. Ellerinden alıyorlar. Onlar da kendilerine sağır dilsizi oynuyor. Projelerini gerçekleştirmemişler. Orası fabrika sistemine dönüştürülmüş ve içindekiler emekli olmaya oynuyor. Belediyelerinizi teslim etmeyin. Binler ile belediyelerinizin önüne gidin ve sahip çıkın. Elinizden gittikten sonra yapabileceğiniz bir şey olamaz. İradenizi elinizden alıyor, siz de halkla bütünleşemediğiniz için ancak bakarsınız, elinizden kayıp gidişini…" 'Süreci devlet bitirdi' Mehmet Öcalan, Öcalan'ın çözüm sürecinin bitirilmesine ilişkin de şunları söylediğini belirtti: "28 Şubat'ta Dolmabahçe'de yapılan mutabakat sonrasında devlet süreci bitirdi. Masayı deviren devlet oldu. Şimdi devletin başı ise Erdoğan ve AKP'sidir. Biz yapmadık. Devletin heyeti en son benim yanımdan ayrıldığında bana 15 gün sonra yeniden geleceklerini söylediler. Dolmabahçe'de açıklanan mutabakatın ardından yeniden adaya gelerek benimle görüşeceklerini söylemişlerdi. Ama masayı Dolmabahçe'de yapılan mutabakatın açıklamasının ardından devirdiler. Bekledim gelmediler. Süreci devlet bitirdi. Süreçte bizim hiçbir eksikliğimiz yoktu. Biz her şeyi yapabilirdik. Eğer devlet 'Evet' deseydi, biz de üzerimize düşen her türlü sorumluluğu bir bir yerine getirecektik." 'İrademi teslim alamazlar' Öcalan'ın sağlık durumunun iyi olduğunu kaydeden Mehmet Öcalan, "Başkan şimdi kendisiyle beraber adada bulunan 3 tutuklu arkadaşı ile görüşmeler gerçekleştirdiklerini ve görüş alışverişinde bulunduklarını söyledi. 'Çözüme dair projelerimiz var. Hazırlamışız. Orta noktayı bulmuşuz. Eğer devlet de hazır ise 2 kişiyi adaya gönderir, burada müzakereleri yapabiliriz. Biz bunun için hazırız. Bunun dışında kim ne yapmak istiyorsa yapsın. Ben devletten korkmuyorum. Beni burada infaz edebilir, ama benim irademi teslim alamazlar' dedi. Başkan Kürt sorununun çözümüne ilişkin bunları söyledi" diye konuştu. (rp)