DİHA - Dicle Haber Ajansı

Kadın

'Evlilik programları iktidar politikasından bağımsız değil'

 
21 Haziran
11:23 2016

MERSİN (DİHA) - Türkiye'deki televizyon kanallarının vazgeçilmezi haline gelen evlilik programlarının amacına işaret eden kadın örgütü temsilcileri, iktidarın kadın politikasının medya ayağını oluşturan söz konusu programların, kadını erkeğe bağlı yaşamak zorunda olan varlık olarak gösterildiğini ve evliliği ise kadın kaçınılmaz "kader" haline getirdiğine vurgu yaptı.

İŞTAR Kadın Dayanışma Merkezinde çalışan Psikolog Neval Güzel, "Bu tür programlar ile eril sistem kadınlarda eril algıyı oluşturmaya çalışıyor" dedi. Kadın Emeği Kolektifi üyesi Canan Yüce ise, bu programlarla ataerkil sistemin kadınlara empoze edilmeye çalışıldığını söyledi.

AKP iktidarı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "makul kadın" profilini esas alan evlilik programlarında kadın bir meta haline getirilmeye devam ediyor. İktidar politikasının medya ayağını üstlenen evlilik programlarıyla kadın erkeğe bağlı yaşamak zorunda lanse edilerek, evlenmek ise kadın ve erkeğin vazgeçilmezi haline getiriliyor. AKP iktidarının hem söylemleriyle hem de evlilik programlarıyla kadını eve kapatmayı esas aldığını dile getiren Akdeniz Belediyesi bünyesinde çalışma yürüten İŞTAR Kadın Merkezi psikologlarından Neval Güzel, "Bu tür programları, aslında hem kadına hem de erkeğe çizilen toplumsal cinsiyet rollerinden bağımsız ele alamayız. Bu tür programlarla kadın oturup, kendini beğendirmeye çalışır, erkek ise gelip kadını beğenir ve alır. Tam da aslında eril sistemin oluşturmak istediği toplumsal algı bu " dedi.

'Kadın salt erkeğe bağımlı gösteriliyor'

Bu tür programlarda ve yapılan birçok dizide kadının "meta" olarak kullanıldığını dile getiren Güzel, "Bu tür programlarla aslında iktidar aygıtı, topluma kadının ikinci sınıf bir insan olduğunu ve yöneten değil aslında yönetilen olduğunu lanse etmeye çalışıyor" diye konuştu. Özellikle evlilik programlarının günümüzde artmasının iktidarın ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın söylemlerinden bağımsız ele alınamayacağını söyleyen Güzel, "Cumhurbaşkanı kadının yerinin evi olduğunu, çocuksuz bir kadının yarım olduğunu söylüyor. Buna paralel olarak bakıyorsun ki televizyonlarda evlilik programlarına sürekli evlilik odaklı, kadını salt bir erkeğe bağlayan bir zihniyet empoze ediliyor" ifadesinde bulundu. Kadını hiçleştiren evlilik programlarıyla aslında toplumun da hiçleştirildiğini dile getiren Güzel, böylelikle kadın ve erkeğin birlikte "koyunlaştırıldığını" belirtti. Kadının değişimi ile toplumun da değişeceğini ve dönüşeceğini söyleyen Güzel, söz konusu programlarla sistem tarafından kadına biçilen toplumsal rollerin alıştırılmaya çalışıldığına vurgu yaptı.

'Ataerkil roller pekiştiriliyor'

Kadın Emeği Kolektifi üyesi Canan Yüce ise, medyanın da çocukluktan büyüyene kadar kadınların toplumda ataerkil zihniyet çerçevesinde rollerini pekiştirmekle görevli sistemin en önemli araçlarından olduğunu söyledi. Yüce, " Erkek için var olan ve ancak erkekle var olan kadın modelini sürekli pekiştiren ve bunu küçük çocuklardan büyüklere kadar lanse eden bir durumla karşı karşıyayız" dedi.

Halkevleri Kadınları'ndan Özlem Uslu da bu programlarla kadının sadece beklentilerinin maddiyatla sınırlı gibi gösterildiğini, erkeğin ise ideal olan kadın modeli olarak lanse edilen ev kadınını profilini esas aldığını vurguladı. İktidarın istediği toplumun yaratılmaya çalışıldığı, özellikle kadın üzerinde bir egemenlik kurulmaya çalışıldığını dile getiren Uslu, bu programlarla aslında sistemin kadına biçtiği rollerin pekiştirilmeye çalışıldığını belirtti.

'Kadın metalaştırılıyor'

Bir toplumda kadını eve kapatan ve kadını aile içine hapseden söylemler var ise bu tür programların artış göstermesinin de bundan bağımsız ele alınamayacağını ifade eden Üniversiteli Kolektif Kadın üyesi Cemre Berivan Gürses, "Orada kadın sorunlarını sanki çok önemseniyormuş gibi davranılıyor. Ama aslında kadın sorunları metalaştırılıyor. Bu tüm Türkiye'nin sorunu haline geliyor. İnsanlar evlerinde o kadın için ağlıyor. Sonra eşinden şiddet görüyor. Fakat bu tür programlarla kadınlar buna alıştırılıyor" diye konuştu.

'Kadın kendi özünden uzaklaştırılıyor'

AKP iktidarının kadını tamamen köleleştirme ve sağırlaştırma politikalarının bir boyutunun da medya olduğunu belirten HDP Akdeniz İlçe Eşbaşkanı Mesude Şahin,"Bu tür programlarla kadınlar kendi özünden uzaklaştırılmaya çalışılıyor" dedi. Evlilik programlarıyla, sorgulamayan, yargılamayan bir toplum yaratılmaya çalışıldığına da değinen Şahin, AKP iktidarı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kadınları hedef aldığını bu tür programlarla da yaratmak istediği toplum algısını oluşturmaya çalıştığını ifade etti.

AKP iktidarı ve Erdoğan'ın ataerkil zihniyetleri ölçüsünde tüm kadınları hedefine koyduğunu belirten Ezilenlerin Sosyalist Partisi Mersin yöneticisi Didar Gül, " Evlilik programları ve dizilerle de belirlenen zihniyetlere toplum entegre ediliyor. Özelikle bu programlarda kadına biçilen ve AKP'nin istediği makul kadın profili çiziliyor" dedi.

(ba/st/ns)



Paylaş

EN ÇOK OKUNANLAR