Soylu'nun ataması neyin hazırlığı?
ANKARA (DİHA) - Kürtlere karşı gerçekleştirilen birçok katliamın altında imzası olan Efkan Ala'nın görevden alınarak yerine Tansu Çillerin eski gözdesi ve "bin operasyoncu" Mehmet Ağar'ın halefi Süleyman Soylu'nun İçişleri Bakanlığına atanması birçok soru işaretlerini de beraberinde getirdi. Cerablus'a yönelik işgal girişimi ve içeride yürütülen savaş politikası ile birlikte Jandarma'nın da bağlandığı İçişleri Bakanlığına Soylu'nun getirilmesi özellikle Kürt sorununda daha keskin bir dönemin işareti olarak değerlendiriliyor.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile Başbakan Binali Yıldırım'ın dün yaptığı sürpriz görüşmenin ardından Efkan Ala'nın İçişleri Bakanlığından alınması birçok tartışmayı da beraberinde getirdi.
Özellikle 7 Haziran seçimleri öncesinde ve sonrasında Kürtlere karşı geliştirilen kapsamlı saldırılar, DAİŞ eliyle geliştirilen katliamlar döneminde İçişleri Bakanlığı görevinde bulunan ve AKP'deki yükselişini, 28 Mart 2006 tarihinde Diyarbakır'da yaşanan ve bölgenin tamamına yayılan serhildanların şiddetle bastırılması ve 7'si çocuk 11 kişinin katledilmesine borçlu olan Ala, gelinen aşamada performansı yeterli görülmeyerek görevden alındı.
Ala'nın yerine göreve getirilen Süleyman Soylu ise, daha militarist icraatları, Kürtlere karşı hakaret dilli ile AKP'de yükselmeye başlayarak, İçişleri Bakanlığı koltuğunu kaptı. AKP'ye katılmadan önce Erdoğan'a yönelik eleştirileri ile bilinen Soylu, 7 Haziran seçimleri öncesi "Allah şahittir ki bütün bedenim kan gölüne dönse de Erdoğan'dan ayrılmayacağım" sözleriyle Erdoğan'a bağlılığını ilan etti.
AKP'ye Çiller'in ruhunu taşıdı
Erdoğan'ın "At üzerinde duramadığını, milletin yüzüne bakamayacağını, paçalarından yolsuzluk akıyor" sözleriyle eleştirilerde bulunan ancak, Kürt karşıtı politikası nedeniyle AKP'de önü açılan Soylu, 1990'lı yıllarda Kürt coğrafyasını kana bulayan Çiller siyasetinden geliyor. 1987-1990 yılları arasında, DYP İstanbul İl Teşkilatı'nın Gençlik Kolları Yönetim Kurulu üyeliği ve teşkilat başkanlığı görevini üstlenen Soylu, 1999'da İstanbul İl Başkanlığı görevine geldi ve 2002 genel seçimleri öncesi milletvekili adayı oluncaya kadar bu görevi yürüttü. Soylu o dönem, Çiller'in "genç gözdelerinden" biri olarak tanımlanıyordu.
Ağar'ın halefi
DYP'nin 22 Temmuz 2007 Genel Seçimleri öncesinde ANAP'la birleşme çabaları esnasında Demokrat Parti (DP) ismini alarak girdiği seçimlerde baraj altında kalması sonrasında Mehmet Ağar'ın istifasının ardından yapılan olağanüstü genel kurulun üçüncü turunda Soylu, geçerli 800 oyun 529'unu alarak genel başkanlığa seçildi. Böylece Çiller'in yanı sıra, Kürtlere karşı "bin operasyon" yapmakla övünen Ağar'ın yerine geçti. Ağar'ın ardılı Soylu, DP'de gördüğü stajın ardından bu kez soluğu AKP'de aldı.
Erdoğan'ı eleştiriyordu
Soylu bütün bu dönemlerde, AKP'ye yönelik ağır eleştirilerde bulundu. Soylu, 10 Aralık 2008 tarihinde Erdoğan'ı kast ederek, "Paçalarından yolsuzluk akıyor. Türkiye'de ihale ve yandaş belediyeciliği yapılmaktadır" demişti. Aynı dönemde, AKP'nin Filistin politikasını eleştiren Soylu, "Ey Recep Tayyip Erdoğan, boyun eydin, emir eri oldun, milletin ümitlerini boşa çıkardın. Boyan döküldü Tayip Erdoğan" sözleriyle Erdoğan'a yüklenmişti. Aynı Soylu, 12 Eylül referandumuna destek vererek AKP'nin dikkatini çekti. 5 Eylül 2012 tarihinde gerçekleşen AKP Genel Merkezi'nde genişletilmiş grup toplantısında düzenlenen törenle resmi olarak AKP'ye katılan Soylu, 14 Eylül 2014 tarihinde Teşkilattan Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığına getirildi. Soylu, 23 Kasım 2015 tarihinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına getirildi.
Osmanlı Ocaklarını örgütledi
Soylunun özellikle Teşkilat Başkanlığı yaptığı dönemlerde, paramilliter bir yapılanma olan Osmanlı Ocakları ciddi bir şekilde örgütlendirildi. Erdoğan'ı lider olarak kabul eden Osmanlı Ocakları ile AKP ilişkileri ayyuka çıkarken, Soylu, "Bu yapılanma ile herhangi bir ilişkilerinin olmadığını" savundu. Soylu reddetse de, AKP Teşkilat Başkanı olarak 15 Mart 2015 tarihinde Kırıkkale Osmanlı Ocakları İl Başkanlığının açılışına kutlama mesajı gönderdi.
Bahsi geçen "Ocak" daha sonra özellikle 7 Haziran seçimlerinde Kürtlere ve HDP'ye yönelik saldırılarda ön saflarda yer aldı. Beypazarı, Kırşehir gibi illerde doğrudan Kürtlere karşı geliştirilen saldırıların altında da hep Osmanlı Ocakları çıktı. Soylu'nun yönlendirilmesi ile Osmanlı Ocakları, MHP'nin Ülkü Ocakları, BBP'nin Alperen Ocaklarının yanında AKP'nin "sokak gücü" olarak Kürtlere karşı konumlandırıldı.
Soylu, Kürtlere karşı duruşunu her fırsatta dile getirdiği eleştirilerde basın karşısında dile getirmekten çekinmedi. 7 Haziran seçimlerinden önce 3 Mayıs 2015 tarihinde Van'da AKP'nin savaş politikalarını eleştirmek için bilbordlara asılan "musluktan kan akan fotoya" tepki olarak Soylu, "Tehdidi görüyor musunuz? Ey Selahattin Demirtaş, HDP'liler bizi yumuşak başlı görmeyin, biz uysal koyun filan değiliz. Milletimizi, insanlarımızı tehdit etmeyin. Orayı başınıza yıkarız" tehditlerini savurmuştu.
Her fırsatta Kürtlere kin kustu
Aynı dönemde Soylu, partisinin Yeşiltepe Seçim İrtibat Bürosu'nun açılışında yaptığı konuşmada, AKP'nin sıradan bir parti olmadığını Türkiye'nin gücü, kudreti, rengi olduğunu ileri sürmüştü. Soylu, HDP'ye yönelik tehditlerini, "Hiç kimse endişe duymasın o Demirtaş bize vız gelir tırıs gider. Biz onunla perde arkasında el sıkışan partilerden falan değiliz. Buradan söylüyorum, onları da uyarıyorum, AK Parti'nin teşkilat başkanıyım, Güneydoğu'da bizim teşkilatlarımızı seçim kampanyası başladığından itibaren tehdit ediyorlar. Güneydoğu'da AK Parti'den başka HDP'nin karşısında mücadele eden bir siyasi parti var mı? Nerede o 'Türkiye'nin 785 bin kilometrekaresinde varım' diyenler?" sözleriyle saldırılarını sürdürmüştü. Soylu, özellikle Demirtaş'a yönelik, "Buradan Demirtaş'a söylüyorum. Haddinizi, hukukunuzu bilin. Bir daha bizim teşkilatlarımıza ait el altından bir tehdit duyarsak, söylüyorum sana Demirtaş, buradan Türkiye'ye ilan ediyorum, orayı kafana yıkarız senin" diye tehdit etmişti.
Bir dönem Tansu Çiller'in klişeleri arasında yer alan "çakıl taşı" edebiyatına aynı dönemde yeniden sarılan Soylu, "Kimsenin endişesi olmasın AK Parti iktidarda olduğu sürece, Recep Tayyip Erdoğan devlet başkanı olduğu sürece bu ülkenin tek çakıl taşını bile kimse koparamaz" sözleriyle dikkat çekmişti.
Bu sözlerinden dolayı Soylu, Çalışma Bakanı olarak katıldığı DİSK Genel Kurulunda, "Cizre'ye uzanan eller kırılsın, katiller dışarı" sözleriyle protesto edildi. Soylu ertesi gün Meclis'te yaptığı konuşmada yine HDP'lileri hedef alarak, "Siz PKK ile berabersiniz. Kandil'i de başınıza yıkarız, burada o teröristleri de aynı şekilde başınıza yıkarız" ifadelerini kulandı. Soylu, 30 Aralık 2015 tarihinde HDP'yi kast ederek, "Aldığı oyun ne anlama geldiğini bilmeyen cehalet topluluğu, her haliyle ikircilikli hayat anlayışını kendi bütün davranışlarına aks ettirenler, bütün milletin beklenti içinde olduğu bir meselede bir sorumsuzluk içindedir" demişti.
Kürtlere karşı bu politikaları ile kısa sürede AKP tarafından İçişleri Bakanlığına getirilen Soylu'nun, özellikle Rojava'ya yönelik işgal girişimi ve içeride yürütülen savaşla birlikte "daha ciddi saldırıların" işareti olarak nitelendiriliyor. Ala döneminde yapılan katliamları yeterli görmeyen AKP'nin Soylu'yu İçişleri Bakanlığına getirmesi, "İç Savaş hazırlığı" olarak nitelendiriliyor.
(kk/sd)