DİHA - Dicle Haber Ajansı

Haberler

İş çevreleri: Binali'nin değil Öcalan'ın paketi barışı getirir

 
24 Eylül
09:09 2016

AMED (DİHA) - Kürdistan'da refah ve huzurun Başbakan Binali Yıldırım'ın açıkladığı ekonomi paketlerinde geçmediğine vurgu yapan Amed'teki iş çevreleri, Öcalan'ın "6 ayda bu sorunu çözebiliriz" söyleminin barışı getirebileceği değerlendirmesi yaptı.

Aylardır savaşlar ile birlikte yıkıma uğrayan Kürdistan'ın il ve ilçeleri AKP hükümeti tarafından yerle bir edilirken, Başbakan Binali Yıldırım yıkıma uğrattıkları Kürdistan için 10 milyarlık yatırım ve teşvik paketini Amed'te (Diyarbakır) açıklamıştı. Bölgeye refah ve huzurun gelmesini sadece ekonomi paketlerinde bulmayan Amed'teki iş dünyası kalkındırmanın ve yatırımın barış ortamından geçtiğini vurguladı.

Konuya dair konuşan Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Ahmet Sayar, sadece bölge için değil yaşamın doğası gereği bir yerde ticaretin gelişmesi ve üretimin artmasının huzur, güven ve istikrar ve barış ortamının olması gerektiğini vurguladı. Başbakanın açıklamış olduğu ekonomi paketinin bölgeye katkı sağlayacak ve ivme kazandıracak nitelikte olduğunu kaydeden Sayar, "Ancak yatırım dalgasını oluşturmak sadece teşviklerle olmuyor. Bunu barış ortamı ile birleştirdiğimiz zaman asıl amacına ulaşır. Bu nedenle köklü çözüm için barış ortamı şart" şeklinde konuştu.

'Öcalan'ın mesajına değer biçmek, dikkate almak gerekiyor'

Sayar, iş camiasının temsilcileri olarak, her gün onlarca insanın yaşamını yitirdiği, şehirlerin yerle bir olduğu, çocukların yaşamını kaybettiği bir ortamda ekonomiyi konuşmanın kendileri açısından zor olduğunu söyledi. Öcalan ile yapılan görüşmeyi önemli bulduğunu da kaydeden Sayar, "Kendi mesajında da ifade ettiği gibi kör ve kirli bir savaş var. Binlerce insanımız yaşamını yitirdi. Bu kanı durdurmak zorundayız. Son çözüm sürecinde diyalog ile sorunların konuşulabileceğini gördük, yaşadık. Sürecin bitmesinde, sürecin herhangi bir parçasında yer alanların eksiklikleri, yetersizlikleri mutlaka olmuştur ki bugün bu acı günleri yaşıyoruz. Yaşanan tecrübelerden ders çıkarılarak diyalog için yeni bir sayfa açmak zorundayız. Diyalog başlamalıdır. Bu nedenle, Öcalan'ın mesajını, bahsettiği projesini, 6 ayda sorunu çözeriz değerlendirmesine akan kanın durması için değer biçmek, dikkate almak ve karşılıksız bırakmamak gerekiyor. Bunun zemini için de devlet gerekli görüşme koşullarını sağlamalıdır. Umut verici bu gelişmelerden sonra siyasi partilere önemli sorumluluklar düşüyor. Barış dilini geliştirmek, daha sağduyulu, sorun çözücü ve güven verici bir politika yürütmelidirler" dedi.

'Barış olmadıkça teşvikten verim alınamaz'

Ekonomik kalkınma, bölgesel gelişmişlik, istihdam ve işsizlik, refah, gelirin adil dağılımı gibi meselelerin zamanla çözülmesi gerektiğini dile getiren Güneydoğu Genç İş Adamları Derneği Başkanı Hakan Akbal, sorunların zamana yayılmaması gerektiğini vurguladı. Bölgenin çok derin acılar yaşadığına işaret eden Akbal, acilen çözüm üretecek mekanizmaların harekete geçmesi gerektiğini ifade etti. Akbal, "Bu mekanizmalardan kastım çoklu yaklaşımlardır. Teşvik bu mekanizmalardan sadece bir tanesi ve öncelikli olanı değildir. Bölgede barışı sağlayacak politikalar geliştirilmediği sürece teşvikten verim alınamayacağını ilk gün söyledim. İşin özünü barış oluşturur. İnsanlara barışın neden tek seçenek olduğunu anlatmak lazım. Eğer teşvikin temeline barışı koyabilirsek o zaman teşvikten istediğimiz sonuçları alabiliriz. Aksi halde bir yerde silahlar patlarken, çatışmalar yaşanırken yatırımcıya 'Buna aldırmayın gelin yatırım yapın' diyemeyiz" şeklinde konuştu.

'İlk etapta barış sağlanmalı'

İlk etapta barışın sağlanması gerektiğini dile getiren Akbal, "Aksi taktirde teşvik mezarlığına yeni bir paketin gömülmesine daha tanık oluruz. Yeni paketler açıklamak sorunlarımızı çözmüyor. Bölgedeki iş dünyası açısından şunu söyleyebilirim; yatırım ortamı uygun olmadığı sürece yeni paket yeni yatırım yaratmıyor. Böylesine büyük ölçekli yatırımlar için siyaseten önümüzde ufuk olması lazım. Çünkü bunlar makro ölçekli ekonomi politikaları. Çatışma ortamından dolayı üç gün sonrasını tahmin edemediğimiz belirsizlik dönemlerinde bu tarz uzun vadeli ve makro ölçekli kalkınma planları yapmak gerçekçi olmayabilir" şeklinde konuştu.

(mo/fç/mö)



Paylaş

EN ÇOK OKUNANLAR