Kadına yönelik şiddeti konuşmayı suç delili saydılar!
MELTEM OKTAY / ÖZGÜR PAKSOY
AMED (DİHA) - Amed'te 21 günlük gözaltı sürecinin ardından serbest bırakılan Büyükşehir Belediyesi Kadın Politikaları Daire Başkanı Yüksel Aslan Acer'in bir kadına yönelik şiddet nedeniyle yaptığı telefon görüşmesi, polislerce "halk mahkemesi yargılaması" olarak yorumlanarak suç delili sayıldı.
Amed'te (Diyarbakır) 6 Eylül günü yapılan ev baskınlarında gözaltına alınan 14 kişiden Amed Büyükşehir Belediyesi Kadın Politikaları Daire Başkanı Yüksel Aslan Acer, 21 günlük gözaltı sürecinin ardından çıkarıldığı mahkemede 10 kişi ile birlikte serbest bırakıldı. OHAL nedeniyle 21 gün gözaltında kalan Acer, yaşanan süreci "cezalandırma yöntemi" olarak değerlendirdi. 6 Eylül sabahı kar maskeli özel harekâtçıların evine yaptığı baskının ardından gözaltına alınan Acer, evde yapılan detaylı arama ardından "suç delili" olarak sadece KJA tanıtım broşürünün alındığını ve TEM'e götürüldüğünü belirtti. Emniyette aynı iddia ile alınan 8 kadının daha olduğunu kaydeden Acer, o kadınlar ile birlikte daracık bir nezarethanede tutulduklarını ve en az 4 kişinin kaldığı nezarethanede sayının zaman zaman 5-6'yı bulduğunu söyledi.
'Yaptığımız çalışmalar illegal gibi gösterildi'
Gözaltı süresince 2 gün sohbet tarzında bir görüşmenin yapıldığını dile getiren Acer, "Diğer 18 gün boyunca sadece tutulduk orada. Sadece son gün resmi olarak ifademiz alındı. Bize sorulan sorularla hakkımızdaki suçlamalar arasında o kadar çelişkili bir durum vardı ki. 'Örgüt üyeliği' ile suçlanıyoruz ama sorulan sorular çok abesti. Bizler kadın çalışması yürütüyoruz. Birkaç tane telefon görüşmesi ve bu görüşmelerde şiddet birimimize başvuran bir kadının durumuna ilişkin aile görüşmesi yapmamız gerekiyordu. Yaptığımız çalışmaları illegal bir çalışma olarak değerlendirdiler. Telefonda 'Bir aile görüşmesi vardı, uzadıkça uzadı' cümlesini 'Olayın Eşit Özgür Yurttaş derneklerinin halk mahkemesinde yargılanması' olarak yorumlayıp suç delili olarak bize sunuldu. Hukuki hiçbir dayanağı olmayan, hiçbir delili olmayan bir durumla suçlandık" diye konuştu.
'10 günlük bebek annesi ile nezarethanede bekletildi'
Uzun gözaltı sürecini bir "cezalandırma yöntemi" olarak değerlendiren Acer, bu sürecin farklı bir deneyim noktası olduğunu vurguladı. Acer, şöyle devam etti: "Sürekli bir sirkülasyon vardı. 10 günlük bebeği ile loğusa bir kadın o nezarethanede bekletildi. Biz çocuğun ağlama sesini, çığlıklarını saatlerce duyduk. Bu nasıl bir sistemse 10 günlük bebek bile bu cezalandırmadan payını aldı. Çocuğunu emzirmesi gereken kadınlar vardı. Kadınların bunu yaşaması çok acı bir durum. İnsani olmayan koşullardı. Hijyen yok, herkes aynı lavaboyu kullanmak zorunda. Gözaltı süresi uzayınca kimilerinde ciddi hastalıklar oluşmaya başladı."
'Kadın polislerin tutumu daha kötüydü'
O koşullarda olmanın işkencenin ve kötü muamelenin farklı bir biçimi olduğuna işaret eden Acer, "Benim için en acı olanı şuydu; erkek polisler ve kadın polisler arasındaki tutum farkı. Kadın çalışmalarından gelen biri olduğum için o yüzden kadınların kadınları daha iyi anlayabileceğini umuyorsunuz. Ama kadın polislerin maalesef yaklaşımı ve tutumu erkek polislere oranla çok kötüydü. Erkek polisler daha insani ve anlayışlı yaklaşabilirken özellikle birkaç tane kadın polis, sırf eziyet etmek için geliyorlardı. 4 adımlık alanda zaten gözaltındasınız. Gelip arama yapma bahanesiyle içeri girip her tarafı dağıtıp çıkıyor. Çıkarken de 'ucubeler' gibi hakaretler kullanıyorlardı. Karşı çıkmamıza ise 'size cinnet geçirtirim' söyleminde bulunuyordu. Böyle bir psikolojik baskı yöntemleri oldu" diye belirtti.
'Çalışmalarımızı en etki biçimde yürüteceğiz'
Gözaltındayken polislere sürekli "Neden burada tutuluyoruz ya tutuklayın ya da bırakın" dediklerini, ancak polislerden, "Nerden bilelim ortada bir tsunami var bu dalga kimi kapıp götürürse" yanıtı aldıklarını belirten Acer, "Gerçekten bu dönem OHAL'in de ötesinde bir şey. Aslında yapılmak istenen toplumu sindirmek, korkutmak, muhalif bir ses bırakmamak. İnsanlar belirli bir hizaya çekilmek isteniyor. 'Ya bunları kabul edersiniz ya da sizi hukuksuz bir şekilde cezalandırırım' deniliyor. Ama biz kadın çalışmalarımızı en etkin bir şekilde yürütmeye devam edeceğiz. Bu sürecin üstesinden geleceğiz" vurgusu yaptı.
(fç/pu)