'Bab hesabı Halep'in geleceği ile alakalı'
HATAY (DİHA) - Türkiye'nin ÖSO'ya bağlı selefi gruplarla Suriye'de sürdürdüğü işgal harekatında olası El Bab operasyonu öncesi Efrîn sınırını kuşatmaya çalıştığını belirten Ortadoğu Araştırmacısı Bereket Kar, El Bab hesaplarının Halep'in geleceği ile alakalı olduğunun altını çizdi.
Türkiye'nin ÖSO'ya (Özgür Suriye Ordusu) bağlı Feylak'uş Şam, Sultan Murat Tugayı, Hamza Tugayı, Nudreddin Zengi, Ehrar El Şam ve El Nusra'ya yakınlığı ile bilinen Ahrar El Şarkiyye, Marê Devrimcileri, Sukur Cebel ve Suvvar Tel Rıfat grupları ile "Fırat Kalkanı Harekatı" adı altında başlattığı Suriye işgal hareketi Cerablus ve El Rai (Çobanbey) işgalinin ardından Azez ve Marê hattında Efrîn sınırlarında devam ediyor. İşgal hareketi ile gözünü El Bab'a diken Türkiye ve birlikte hareket ettiği ÖSO'ya bağlı gruplar arasında yaşanan çatlak ile gruplardan bir kısmı önceki günlerde çekileceği iddia edilirken, grupların ikna edilmeye çalışıldıkları belirtiliyor.
'Cerablus'ta demografik dönüşüm planlanıyor'
Türkiye'nin DAİŞ'e karşı Suriye'ye girmediğinin ortaya çıktığının altını çizen Ortadoğu Araştırmacısı Bereket Kar, Türkiye'nin sınırları içerisinde PKK ile yaşanan çatışmaları Suriye'de Rojava'ya kaydırma girişimi olduğunu kaydetti. Yine Türkiye içerisinde mülteci kimliği altında ÖSO'ya bağlı selefi güçler tarafından yetiştirilen binlerce kadronun beklediğini vurgulayan Kar, söz konusu grupların Türkiye için yük olmaya başladığını ve bu grupların bir yerlere kaydırılması gerektiği düşüncesi ile hareket edildiğini söyledi. Rejim güçlerinin saldırıları karşısında Türkmen Dağı bölgesinde tutunamayan Türkmen grupların da Türkiye sınırlarında tutulduğunu belirten Kar, söz konusu grupların başlatılan işgal harekatı ile birlikte Cerablus hattına kaydırılarak, demografik bir dönüşümün sağlanmak istendiğini söyledi.
'Türkiye kendisine tanına opsiyonun dışına çıkamaz'
Kuzey Suriye Federasyonu'nun ilan edilmesinin ardından Efrîn kantonunun diğer kantonlarla birleştirilmesinin Türkiye tarafından engellenmek istenen en temel faktör olduğunu ifade eden Kar, kantonların El Bab'ın daha güneyinden birleştirilmesinin imkansızlaştığını söyledi. Yaşanan gelişmeler karşısında Türkiye, Rusya ve ABD arasında yapılan anlaşma çerçevesinde Türkiye'ye tanına bir opsiyon olduğunu belirtti. Türkiye'nin El Bab'ı işgal etmesine dönük gerçekte niyetinin olmadığını da belirten Kar, Türkiye'ye tanına opsiyon karşısında Rusya'nın yeşil ışık yakmaması durumunda Türkiye'nin hareket edemeyeceğini belirtti. Türkiye'nin hesaplarının uluslararası kamuoyunda kabul görmeyen hesaplar olduğunu ifade eden Kar, El Bab'a dönük hesapların Halep'in geleceği ile alakalı hesaplar olduğunu söyleyerek, bölgede ABD, Rusya, İran ve onlarca devletin taraf olduğunu vurguladı.
Türkiye Efrîn'i kuşatmak istiyor
Türkiye'nin mevcut durumda DAİŞ ile yapılan "Anahtar teslim" anlaşmanın dışına çıkmak istemesi nedeniyle Marê sınırında çatışmalar yaşandığını belirten Kar, DAİŞ'in Türkiye'ye tanınan bölgede kalması nedeniyle çatışmaların yaşandığını belirtti. Ancak Türkiye'nin amacının elindeki güçleri ikame ederek, ABD'nin hava desteği ile SDG'nin (Suriye Demokratik Güçleri) başlatacağı olası El Bab operasyonu öncesi önlem almaya çalıştığını söyledi. Türkiye'nin Efrîn ile El Bab arasındaki bölgeyi kuşatmayı hedeflediğini belirten Kar, "Türkiye SDG'nin olası El Bab operasyonu öncesi Efrîn'den hareket edecek olan güçlerin kendince uluslararası kamuoyunda meşru olarak gördüğü gruplarla kesmek istiyor. Ancak Türkiye Suriye'de tek başına karar vererek hareket edebilecek bir pozisyonda değil" dedi. Kar, son olarak Suriye'deki sürecin her geçen gün daha da tehlikeli hale geldiğini belirterek, PYD'nin de içinde yer alacağı Cenevre'de tartışılacak siyasi çözümleri işaret etti.
(akl/st/sd)
